By Üsküdar Üniversitesi, Adalet, Dürüstlük, Şefkat ve Merhamet, Şeffaflık, Cüret, Empati ve Sorumluluk, İtimat ve Sadakat, Utanma, Alçakgönüllülük, Yardımlaşma, Helalleşme, Selamlaşma, İçtenlik, Bağışlama, Cömertlik, Fedakârlık, Minnettarlık, Çoğulculuk, Katılımcılık, Özgürlükçülük, Hesap Verebilirlik, Uzlaşmacılık, Yenilikçilik, Vefa üzere 24 altın pahası yaşatmak gayesiyle her sene Üsküdar Üniversitesi Seçici Kurulu’nun kıymet gördüğü kişi ve kurumlara “Yüksek İnsani Kıymetler Ödülleri”ni takdim ediyor.
Önemli isimler ödüllendirildi…
Bu yılki Üsküdar Üniversitesi 10. Yüksek İnsani Kıymetler (YİDER) Mükafatları Merasimi, Üsküdar Üniversitesi NP Sıhhat Yerleşkesi İbni Sina Oditoryumunda düzenlendi. Bu yılki merasimde mükafatlar; Türkiye’deki bayanların siyasette daha fazla yer alması için çalışmalar yapan, bayan istihdamı, aile birliğinin bütünlüğü ve varlığının devamı için çeşitli projeleri destekleyen Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin’e verilmek üzere mükafatı Gaziantep Büyükşehir Belediye Lider Yardımcısı Zehra Ünal‘a Rektör Danışmanı Halide İncekara tarafından verildi.
Küçük yaşlardan itibaren aldığı müzik eğitimiyle caz, Türk halk müziği, Türk sanat müziği, Türk hafif müziği ve Anadolu rock usullerini kullanarak Türk müziğine katkılar sunan müzisyen Özdemir Erdoğan’a mükafatı Prof. Dr. Nevzat Tarhan, teşebbüsçü ve başkan olarak hem Türkiye’nin ekonomik büyümesine hem de milletlerarası pazarlarda Türkiye’nin tanıtılmasına büyük katkılar sağlayan ve eğitim alanında değerli projelere imza atan iş insanı Ahmet Çalık adına BKT Arnavutluk Ve BKT Kosova Yönetim Kurulu Üyesi Sayın Mert Turgut Çalık’a mükafatı Üsküdar Üniversitesi Tarhan Vakfı Yönetim Kurulu üyesi Fırat Tarhan, İslamiyet ile tanışıp Müslüman olduktan sonra çocuklarıyla birlikte İslamiyet’i ve Hazreti Muhammed’i tanıtmaya yönelik çalışmalar yapan ve çocuklara yönelik kitaplar yazarak İslam’ı yanlışsız formda kavramalarına katkıda bulunan yazar Jenny Molendyk Divleli’ye mükafatı Sıhhat, Kültür ve Spor Daire Başkanı Özcan Demir İle Sıhhat, Kültür ve Spor Daire Yöneticisi Sadık Paksoy, ‘Hayalhanem’ isimli kanalda dini ve manevi mevzular üzerine sohbetler ve konferanslar düzenleyerek İslam dini, şahsî gelişim ve hayatın çeşitli tarafları hakkında derinlemesine bilgiler sunan yazar Mehmet Yıldız’a mükafatı Rektör Danışmanı Prof. Dr. Mehmet Zelka, tarih, edebiyat ve kültürü yapıtlarında harmanlayarak Türk edebiyatına değerli katkılar sağlayan, divan şiirinin kökenlerini ve manasını genç kuşaklara aktaran yazar İskender Pala’ya mükafatı Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Türker Tekin Ergüzel, Otizm spektrum bozukluğu (OSB) olan çocukların erken teşhis ve eğitimine dayanak olmak maksadıyla kar emeli gütmeyen Tohum Otizm Vakfı’nı kuran, vakıf vasıtasıyla otizmli bireylerin erken teşhis ile eğitim ve rehabilitasyon hizmetlerine erişimini sağlayarak topluma kazandırılmalarını destekleyen Tohum Otizm Vakfı Yönetim Kurulu Üyeleri adına Genel Müdür Burçak Karakaya’ya Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Hikmet Koçak, akademik çalışmalarıyla güç sistemleri alanında projelere katkı sağlayan, çağdaş mühendislik eğitimine yaptığı katkılarla öncü bir isim olan Prof. Dr. Yunus Ali Çengel’e mükafatı Rektör Danışmanı Prof. Dr. İsmail Barış, toplumsal duyarsızlaşma, bireyselleşmenin getirdiği yabancılaşma, etik erozyon ve bedel kaybı üzere bahisleri titizlikle ele alan, toplumsal çürümenin önüne geçmek için somut adımlar atılmasına ilham veren akademisyen Doç. Dr. Zeliha Bürtek’e de mükafatı Rektör Prof. Dr. Nazife Güngör tarafından takdim edildi.
Nevzat Tarhan: “Toplum olarak şiddet toplumuna hakikat mu gidiyoruz?”
Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü ve Yönetim Kurulu Lideri Prof. Dr. Nevzat Tarhan, medyaya yansıyan iki olayı anımsatarak, Kars’ta, bir uzman çavuşun “yan baktın” diye birisini öldürdüğünü, Kadıköy’de de 15 yaşındaki bir gencin yaşıtları tarafından “pardon kardeşim” dediği için öldürüldüğünü tabir ederek, “Neden bunlar oluyor? Bunlar neden artıyor? Toplum olarak şiddet toplumuna gerçek mu gidiyoruz? Bütün bu soruların aslında karşılığını ararken bizim bu bedeller vurgumuz ön plana çıkıyor. Yani neler? Kimi şeyler aşınıyor, gidiyor, yıpranıyor, yozlaşınca toplumsal bellekte aksilikler birikiyor. Toplumda bağlarda itimat zayıflıyor. Yanlış bedeller yerine geçiyor. Gerçek toplumsal yarar yerine kişisel yarar öne çıkıyor. Çıkarcılık öne çıkıyor. Ve bunun sonucunda da ne oluyor? Ufak bir kıvılcımla yangın çıkıyor.” diye konuştu.
“Genç nesillerin pahaları değişiyor”
Şu anda dünyada insanlığın önemli ezalar yaşadığına işaret eden Prof. Dr. Tarhan, “Belki 3. Dünya Savaşı fiilen olmayacak. Onun olmayacağını düşünüyoruz. Lakin nükleer başlıkların olduğu bir periyotta artık büyük savaşlardan korkuyor herkes. Ruhsal savaş teknikleri uygulanıyor. İstekli emperyalizm prosedürleri uygulanıyor. Sömürgecilik form değiştirerek bu formda devam ediyor. Ve en çok yıpranan da insan alakaları oluyor, genç nesiller oluyor. Genç jenerasyonların kıymetleri değişiyor. Genç nesle sorulduğunda ‘değerler nelerdir?’ diye ‘Haz ve başarı’ diyorlar.” dedi.
“Dünyada birçok adaletsizlik var”
Genç nesillerde “Sen çalış ben yiyeyim”, “Bana dokunmayan yılan bin yaşasın” anlayışının yaygınlaştığını, bunların kıymet aşınmasının göstergesi olduğunu söyleyen Prof. Dr. Tarhan, “Şu an yaşanan olayları, Gazze olaylarını görüyorsunuz. Dünyada birçok adaletsizlik var. Buna karşı umursamazlık, berbatlığa sessiz kalma, berbatlığa duyarsızlaşma var. Bu da berbatlığın artmasının sebeplerinden birisidir. Hatta Dante’nin bir kelamı var. ‘Cehennemin en derin yeri kötülük karşısında sessiz kalanlara ayrılmıştır.’ diyor” halinde konuştu.
“İletişimin olmadığı yerde insan bencil, benmerkezci oluyor”
Türkiye’de birinci kere olarak, müspet psikoloji ve bağlantı marifetleri dersini öğrencilere okuttuklarını kaydeden Prof. Dr. Tarhan, “Bu dersin içeriğini incelerseniz, büsbütün insani kıymetlerin orada, bilimsel metodolojiyle, çeşitli modüllerle, çeşitli psikodramalarla gençlerin ortasında öğrenilmesini sağlamak. Dürüst olmak, palavra söylememek, şeffaflık… Bütün bunların anlatılması lazım. Pahaların yaşaması için sağlıklı irtibat kurmayı da bilmesi gerekiyor insanın. Bağlantının olmadığı yerde insan bencil, benmerkezci oluyor, bencilleşiyor. Ve bencilleştiği yerde de insan kanser hücresi haline geliyor.” tabirinde bulundu.
“Değer çürümesi toplumsal kanserdir…”
Değerleri yozlaşmış insanların da kanser hücresi üzere olduğunu tabir eden Prof. Dr. Tarhan, “Değer çürümesi toplumsal kanserdir. Çürür, çürür, toplumu çürütür. Romanın yıkılmasına bakın. Roma tek harika güçtü. Ama yıkılmasının sebebini araştırıldığında, son devirlerindeki rahatına düşkünlük, bencillik, hazcılık ve zalimliğin artması görülür.” dedi.
“Yüksek insani pahalar olmadan global huzur olmayacak”
Şu anda yapılan ticaret savaşlarına işaret eden Prof. Dr. Tarhan, şöyle devam etti:
“Ciddi bir bedel yozlaşmasının, çok güç körlüğünün oluşturduğu yanlışlı kararlar sonucunda çok enteresan şeyler yaşayacağız üzere görünüyor. Ancak bu türlü durumlarda birilerinin ‘Doğru budur, istikamet budur, bu olmalıdır!’ diye uyarması gerekiyor. Burada kıymetlerin toplumda yaşamasına karşı en büyük mani ümitsizliktir ve karamsarlıktır. Toplumdaki bu toplumsal yozlaşmaya, bedeller aşınmasına, çürümesine bakıp da sakın ‘Bu ülke, bu insanlık düzelmez, beter olur’ dememek lazım. Kozmostaki nizama baktığımız vakit yüksek insani pahalar olmadan global huzur olmayacak, global barış olmayacak. Kötülüğün makûs sonuçları görünmeye başlandıktan sonra, uygun ve hoşun yükselme devrine geçilecek diye düşünüyorum.”
“Vicdan çok değerli bir değerdir”
Toplumda pahalar aşındığı vakit inancın de zayıfladığını kaydeden Prof. Dr. Tarhan, “Güven zayıfladığı vakit da beşerler birbirine güvenmiyor. ‘Yan baktım’ diyerek çıkan çatışmaların altında güvensizlik yatıyor. Beşerler birbirine güvenmediği için her olayı tehdit üzere algılıyor. Orantısız ve ölçüsüz reaksiyonlar vermeye başlıyor.” diye konuştu.
Yeni Hitlerlerin çıkmaması için kesinlikle bedellerin yaşatılması gerektiğini de tabir eden Prof. Dr. Tarhan, “Eleştirel fikir dersi insanların kendi bencilliğini önlüyor. Kendi hudutlarını bilmeyi öğretiyor. Haddini bilmeyi öğretiyor beşere. Yani tenkidin olduğu yerde insani olgunlaşma ortaya çıkıyor. Bir insanı insan yapan en kıymetli özellik güzel niyeti değildir. İnsanı insan yapan en kıymetli özellik hesap verebilirliğidir. Yani topluma karşı, diğerlerine karşı, kanunlara karşı, toplumsal normlara karşı, vicdanın normlarına karşı hesap verebilirliktir. Burada vicdan çok değerli bir değerdir” dedi.
Prof. Dr. Nazife Güngör: “İnsan unsura yaklaştıkça, kendisinden uzaklaşıyor”
Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nazife Güngör yaptığı açılış konuşmasında, kapitalist sistemin giderek derinleştiği günümüz dünyasında insanlığın unsura yaklaştıkça kendisinden uzaklaştığını kaydederek, “İnsanlık hususa bedel verdikçe, husus yükselen kıymet hayli, insanlık giderek kaybolan bir paha haline geldi. Giderek paha yitimine uğruyor. Münasebetiyle da biz bunu anımsatmak, biz bu hususta hassaslık oluşturmak istiyoruz. Bilim insanlarının, entelektüellerin, toplumdaki aydınların bu türlü bir misyonu var. Toplumdaki aydınlar madem ki aydınlar, toplum öncüleridir. Madem ki aydınlar toplumun kanaat liderleridir. O vakit insanlık ismine, toplum ismine birtakım şeyler zıt gidiyorsa, burada aydının öncelikli misyonu bu zıt giden şeylere vurgu yapmak ve gidişatı tertibe sokmak, en azından gidişatın nizamlı hale gelmesine bir formda katkı sunmak. Bunu aydınlar yapmazsa diğer da kimseden bekleyemeyiz.” dedi.
“İnsanlık bugün çok güzel bir gidişte değil”
Üniversitenin aydın potansiyelini insanlık ismine hizmete sunmak istediklerini de lisana getiren Prof. Dr. Güngör, “Çünkü biz burada bize gelen gençleri yetiştiriyoruz. Biz buraya gelen gençleri yalnızca mesleğe yetiştirmiyoruz. Birebir vakitte, insan sever, kendi insanlığının farkında olan, insani kıymetlerin farkında olan şahıslar olarak topluma göndermek istiyoruz. Zira burada yetişen her bir genç, topluma, üniversitenin kapılarından çıktığı vakit topluma katkı sunacaktır. Sadece bilgiyle değil, sadece mesleksel marifetle değil, tıpkı vakitte topluma birey olarak da katkıda bulunmasını istiyoruz. İnsanlık bugün çok yeterli bir gidişte değil.” biçiminde konuştu.
Ödül alanlar…
Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin adına Lider Yardımcısı Zehra Ünal’a Rektör Danışmanı Halide İncekara verdi. Zehra Ünal, “Bizim yaklaşık 2,5 milyon nüfusumuz var, 500 bin de Suriyelimiz var. Bu 10-15 yıllık bir konu değil. Halep bizim kardeş kentimiz. Biz daima bağlantılar içerisindeydik. Bizler belediye olarak, vakıf, STK’lar, üniversiteler ve valilik uyumunda çok kıymetli bir insanlık dersi verdik dünyaya. 500 bin Suriyeli ile kardeş bir halde yaşıyoruz. Evet küçük küçük olaylar oldu lakin hiçbir vakit bir buhran düzeyine gelen bir olay yaşamadık.” dedi.
Aile Akademisi Gaziantep’in başvurduğu bir merci oldu
Gaziantep’te Aile Akademisi kurduklarını lisana getiren Ünal, “Akademi, Nevzat Tarhan hocamızın çok büyük çabaları, yol çizmeleri ve bize verdiği doneler bazında kuruldu. Şu an Gaziantep bölgesinde, doğum oranı 2.1. Aile Akademisi hem psikoterapi manasında hem PDR manasında hem toplumsal hizmetler manasında Gaziantep’in başvurduğu bir merci oldu.” diye konuştu.
Özdemir Erdoğan: “Önemli olan yaşarken ödüllendirilmektir…”
Müzisyen Özdemir Erdoğan’a mükafatı Prof. Dr. Nevzat Tarhan tarafından sunuldu. Dünyadaki en büyük ödüllerden birinin insanın hayatı boyunca yaptıklarının karşılığını alması olduğunu lisana getiren Özdemir Erdoğan; şöyle devam etti:
“Özellikle hayattayken buna nail olması, bana sorarsanız dünyadaki en büyük ödüllerden en büyük mutluluklardan bir tanesi. Bir sanatkarın hayatındaki en büyük tepe birtakım kısımlar için öldükten sonradır. Hani kör ölür badem gözlü olur misali. Lakin kıymetli olan yaşarken ödüllendirilmesidir. Zira dedelerimiz, cetlerimiz hoş söylemişler: Beceri iltifata tabidir. Burada natürel ki Üsküdar Üniversitesi’nin ayrıcalıklı özelliği için huzurlarınızda çok çok teşekkür etmek istiyorum. Bu bakımdan bugün çok memnunum. Zira özel insanların iltifatına ve mükafatına nail oldum. Huzurlarınızda başta Nevzat Hocam olmak üzere bütün idareye ve bu kuruma huzurlarınızda çok çok teşekkür ediyorum.”
Ahmet Çalık’ın mükafatı Mert Çalık’a verildi
İş insanı Ahmet Çalık ismine Mert Çalık’a Üsküdar Üniversitesi ve Tarhan Vakfı Yönetim Kurulu üyesi Fırat Tarhan tarafından verildi. Mert Çalık, mükafattan ötürü teşekkür ederek, vakıf vasıtasıyla eğitim, teknoloji ve bilim alanında önemli yatırımlar yapacaklarını lisana getirdi.
Yazar Jenny Molendyk Divleli: “Kendimize sormamamız lazım hangi kıymetleri müdafaaya çalışıyoruz?”
Yazar Jenny Molendyk Divleli mükafatı Sıhhat, Kültür ve Spor Daire Başkanı Özcan Demir ile Sıhhat, Kültür ve Spor Daire Yöneticisi Sadık Paksoy tarafından sunuldu. Mükafattan ötürü teşekkürlerini sunan Divleli, bu mükafatı geçmişte yaptıkları işler için değil, gelecekte yapacakları işler için de aldığını lisana getirerek, “Günümüz savaşlar, soykırım ve zulüm vakti. Bizim kendimize sormamız lazım, hangi pahaları muhafazaya çalışıyoruz.” dedi.
Yazar Mehmet Yıldız: “Bazı hayallerimiz var”
Yazar Mehmet Yıldız’a mükafatı Rektör Danışmanı Prof. Dr. Mehmet Zelka tarafından verildi. Merasimde konuşan Mehmet Yıldız, “Bazı hayallerimiz var. Mersin’de büyük bir yerleşke projesine başladık. Bu çalışmalarımızın daha çeşitli hallere getirebilmek için kesinlikle sizleri de davet ediyoruz.” dedi.
Yazar İskender Pala da Yüksek İnsani Kıymetler Mükafatına layık görüldü
Yazar İskender Pala’ya mükafatı Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Türker Tekin Ergüzel tarafından verildi. İskender Pala, “Sayılan Yüksek İnsani Kıymetleri okunurken zihnimden denetim ettim. Kaç adedini taşıyorum sanki diye. 21 adedini taşıdığımı fark ettim ve şükrettim.” dedi.
“Ülkemizde 2 milyonun üzerinde otizmli var”
Tohum Otizm Vakfı Yönetim Kurulu Üyeleri ismine Genel Müdür Burçak Karakaya’ya mükafatı Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Hikmet Koçak verdi. Burçak Karakaya, “Otizmli çocuklar için öncelikle erken teşhisin değerini anlatmaya çalışıyoruz. Zira erken teşhisle başlayan özel eğitim bu çocuklarımızın hayata uyumlanmasında yüzde 50’ye yakın bir muvaffakiyet gösteriyor ki bu çok çok değerli. Bugün dünyada yapılan son araştırmalar şunu gösteriyor. Her yeni doğan 36 çocuktan birine otizm tanısı konuyor. Bu nörolojik gelişimsel bir farklılık. Bu istatistiği Türkiye nüfusuna vurduğumuzda ülkemizde 2 milyonun üzerinde otizmli var. 700 bini 0-18 yaş kümesinde, eğitim alması gereken çağda. Ulusal Eğitim bilgilerine nazaran de yaklaşık 42 bin çocuk okula erişebiliyor. Eğitim alamayan büyük bir boşluk var. Eğitim alamadıklarında hayata uyumlanamıyorlar. Hayatın içerisine dahil olamıyorlar.” diye konuştu.
Prof. Dr. Yunus Çengel: “Artık araçların da etik olması gerekiyor”
Akademisyen Prof. Dr. Yunus Ali Çengel’e mükafatını Rektör Danışmanı Prof. Dr. İsmail Barış sundu. Ödül için teşekkür eden Yunus Çengel, “Bir mühendis olarak bu bahsedilen etik pahalar aslında gitgide çok daha kıymetli hale geliyor. Ve şu anda en çok tartışılan şeyler. Zira bu yapay zekayla, otonom araçlarla yani her şeyin bir halde teknolojik olmasıyla insanları bırakın, artık araçların da etik olması gerekiyor. Hukuk, mühendislik, ideoloji üzere araştırma alanlarında tartışılan şeylerin başında da bu etik kıymetler var.” halinde konuştu.
Doç. Dr. Zeliha Bürtek: “Bu bedeller yolun okunu gösteriyor”
Akademisyen Doç. Dr. Zeliha Bürtek’e ödülünü Rektör Prof. Dr. Nazife Güngör sundu. Doç. Dr. Zeliha Bürtek, yüksek insani bedellerin değerine işaret ederek, “Bu bedeller kutsal kitapta yazıyor. Kutsal kitap size bir yol veriyor. Siz yalnızca o yola çıkıyorsunuz. İşte bu bedeller yolu gösteriyor. Yolun okunu gösteriyor.” dedi.
Cesaretin de bir paha olduğunu söz eden Doç. Dr. Bürtek, değerleri yansıtabilme yüreği göstermenin de değerli olduğunu söyledi.
Törende ödül alanlara Hisseden İnsan Heykeli takdim edildi.
Üsküdar Üniversitesi Televizyonu ÜÜ TV ve Üsküdar Üniversitesi resmi Youtube hesabından canlı olarak yayınlanan merasim toplu fotoğraf çekimi ile sona erdi.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı
