By Pasifik Holding Genel Müdürü A. Cemail Batuk, savunma sanayi teknolojileri dışında bilişim teknolojileri alanında da çok değerli yatırım ve faaliyetleri bulunduğunu belirterek, güvenlik boyutunun yalnızca savunma teknolojileri olarak değerlendirilmemesi gerektiğini söyledi.
AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Batuk, Pasifik Holding bünyesinde halka açık 4 şirketlerinin olduğunu, bunların dışında halka açık olmayan güç ve maden şirketleriyle bu alanlarda da faaliyet gösterdiklerini kaydetti.
Batuk, çok geniş bir yelpazede sektörel alanlarda faaliyet gösterdiklerini söz ederek, “Tabii bu şirketlerimizin içerisinde Pasifik Teknoloji şirketimiz, siber güvenlik, savunma teknolojileri, bilişim teknolojileri alanında faaliyet gösterdiği için çok değerli bir yer tutuyor. Bilhassa son devirdeki gelişmeler, ulusallaşma, yerlileşme, savunma teknolojileri ve bu eserlerin ülkemiz açısından kıymeti üzere mevzuları kıymetlendirecek olursak, şirketimizin faaliyetleri hem ülkemiz açısından hem de şirket faaliyetleri açısından çok kıymetli bir yer tutuyor.” diye konuştu.
“Güvenlik boyutunun yalnızca savunma teknolojileri olarak değerlendirilmemesi gerekiyor”
Batuk, Pasifik Teknoloji şirketlerinin geliştirmiş olduğu insansız helikopter ALPİN’in şu anda Türk Silahlı Kuvvetlerinin envanterinde bulunduğunu hatırlatarak, yapılan çerçeve mutabakatıyla birtakım teslimatlarının kelam konusu olacağını bildirdi.
ALPİN dışında DUMRUL, MECZUP, MERKÜT üzere öteki eserler de bahseden Batuk, “Bu eserlerimizin her biri geliştirme safhası tamamlanmış ve kullanım basamağında olan eserlerimiz. Bunlar silahlı kuvvetlerimizin envanterinde kullanıma sunulmuş eserler. Bunun dışında ülkemizin savunma sanayi gücünün milletlerarası pazarda ihracatta çok değerli bir yer tutması bizi de bu manada bu serüvende olumlu etkiliyor. Biz de yurt dışı pazarlarda bilhassa dost ve müttefik ülkelerde araştırma faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Çok kısa vadeli bir planda o çeşit ihracat pazarlarında gerekli sonuçları almaya başlayacağız, buradaki çalışmalarımız devam ediyor.” değerlendirmesini paylaştı
Batuk, savunma sanayi teknolojileri dışında bilişim teknolojileri alanında da çok değerli yatırım ve faaliyetleri bulunduğunu vurgulayarak, güvenlik boyutunun yalnızca savunma teknolojileri olarak değerlendirilmemesi gerektiğini lisana getirdi.
Batuk, son periyotta bilgi güvenliği ve siber güvenliğin artan değerine işaret ederek, şunlara dikkati çekti:
“Veri güvenliği, siber güvenlik son vakitlerde birtakım yönetmelikler ve yasal düzenlemelerle de ortaya konmuş ve altı çizilmiş çok kıymetli bir öge. Evrak güvenliği, pasaport, kimlik, ehliyet üzere ferdi güvenliğe kadar uzanan noktada çok geniş faaliyet alanında çalışıyoruz. Münasebetiyle bunları hem ülkemiz hem de memleketler arası pazardaki başka paydaşlarımıza sunuyoruz. Aslında teknoloji artık güvenlikle, savunmayla iç içe geçmiş durumda. Biz hazırlıklarımızı buna nazaran yaptık.”
” Türkiye, lojistikte önemli merkez olma potansiyeline sahip”
Pasifik Holding Genel Müdürü Batuk, gümrük tarifeleriyle başlayan eski konvansiyonel savaşlardan ticaret savaşlarına yanlışsız giden bir serüven izlediklerine dikkati çekerek, bunun kimi belirsizlikler de ortaya koyduğunu söyledi.
Bu belirsizliklerin her vakit kendi içinde fırsat ve avantajlar da bulundurduğuna vurgulayan Batuk, Türkiye’nin jeopolitik pozisyonunun hem üretim açısından hem lojistik manasında önemli bir merkez olma potansiyeline sahip olduğunu belirtti.
Batuk, Türkiye’nin bunun lojistik manadaki avantajını önemli manada kullanmak üzere potansiyele sahip olduğunu lisana getirerek, konuşmasını şöyle tamamladı:
“Bazı memleketler arası güvenlik hususları, Süveyş Kanalı ya da Güney Denizi’ndeki faaliyetlerden kaynaklı, her vakit lojistik alternatifler üretilmesini zarurî kılıyor. Pasifik Eurasia olarak faaliyet gösterdiğimiz Çin’den Avrupa’ya kadar olan orta koridoru kapsayan demir yolu çizgisinde çok kıymetli bir oyuncuyuz ve değerli faaliyetlerimiz var. Bu doğal kendi içinde maliyet avantajları, yeşil gücün kullanılması, karbon ayak izi üzere avantajlarla birlikte zincirleme avantajları beraberinde getiriyor. Bir taraftan da ülkemizin bu coğrafyanın orta noktasında olmasından kaynaklı jeopolitik kıymetini ve lojistikteki ehemmiyetini de önemli manada kullanması öne çıkıyor. Bu krizler her seferinde, bilhassa ülkemizin yaşamış olduğu, daha evvelki krizlere de bakacak olursak, biz burada bunları avantaja dönüştürmeyi her vakit başarmış bir yapıya sahibiz. Bunun da avantajlı olan tarafını kullanacağımızı öngörüyoruz.”
