By 
Türkiye’nin dördüncü taşınabilir operatörü olma amacıyla yola çıkan NetGSM, kısa müddette 100 bin aboneye ulaşmayı başarmıştı. NetGSM, Turkcell ile taşınabilir sanal şebeke operatörü (MVNO) muahedesi yaparak Turkcell baz istasyonları üzerinden hizmet veriyor. Turkcell’in hizmet bedellerine yüksek artırım yapmasının akabinde Turkcell ve NetGSM anlaşamadı. Turkcell, 5 Kasım 2024’ten itibaren NetGSM abonelerine hizmet vermeyi durdurdu. NetGSM bu mevzuyu ABD’de yargıya taşıyor. Bilgi Teknolojileri ve İrtibat Kurumu’nun (BTK) 25 Ekim 2024 tarihli kararında, “Sözleşme’nin feshiyle ilgili Turkcell tarafından rastgele bir haklı münasebetin bildirilmediği dikkate alınarak Kurum düzenlemeleri ve Sözleşme’nin mevcut kararları uyarınca mevcut ve yeni tesis edilecek Netgsm’in aboneleri için Netgsm’e SMŞH sunumuna devam edilmesine karar kılınmıştır” tabirine yer verilmişti. NetGSM, BTK’nın bu kararı nedeniyle Turkcell’in geri adım atmasını bekliyor.
NetGSM CEO’su Adem ÖCAL, Turkcell ile yaşanan uyuşmazlık hakkında Türkiye’de siyaset, bürokrasi ve yargı tarafından cevap alınamadığı için haklarını Turkcell’in süreç gördüğü borsalardan NYSE (New York Menkul Değerler Borsası) nezdinde New York mahkemelerinde aramaya başlayacaklarını bildirdi.
NetGSM CEO’su Adem ÖCAL’ın açıklaması şöyle:
“Konuyu NYSE (Newyork Stock Exchange)’ye taşımak zorunda kalıyoruz.
Bilindiği üzere NetGSM’in taşınabilir yeni abone alımı 5 Kasım 2024 deri bu yana BTK Heyet Kararına mahkemeden yürütmeyi durdurma yahut iptal alınmadığı halde ilgili taşınabilir operatör tarafından uygulanmıyor.
Ulaştırma bakanımız Sayın Abdulkadir Uraloğlu 12 Kasım 2024’te ve MWC25’te, “Hakkaniyet ve mevzuat çerçevesinde mevzuyu çözeceğiz” demesine karşın hala bekliyoruz.
Bu durumda sorulacak çok soru var. Bu soruların bir kaçını soralım;
“Neden BTK kararı uygulatılamıyor?
Sayın Bakanımızın da mı kelamı geçmiyor?
BTK nın kararını ve Sayın Ulaştırma Bakanı’nı dinlemeyenlerin aldığı gücün kaynağı neresi?”
Avukatlarımız dün prestijiyle gerekli görüşmeleri yaparak Newyork’tan Türkiye’ye döndüler.
Hiç istemiyorduk.
Ancak 5 aydır Devletimizin kararı yerine getirilmeyince ve yatırımcılarının da ziyanına olduğu için diğer dermanımız kalmadı.
En acı olanı da; Devletimizin Türkiye içinde bile kelamının geçmemesi. Haberleşme kesiminde Devlete olan inancın sarsılması. Bizim yabancı devletlerde hakkımızı aramak zorunda bırakılmamız.
Her şeyin temelinde İTİMAT gelir. İnanç kaybolursa Her şey kaybolur.
Güven için; insanların aşağıda, kuralların üstte olması kuraldır.”
