By CHP’de boykota dayanak vermeyen sanatkarlar gayede…
İBB’de yolsuzluk ve rüşvet soruşturması kapsamında tutuklanan Ekrem İmamoğlu’na takviye emeliyle CHP’nin başlattığı boykot kampanyası, adeta bir “linç kampanyasına” dönüştü.
BOYKOTA SESSİZ KALDI, LİNÇ YEDİ
Bir periyot Ekrem İmamoğlu’nun en büyük destekçilerinden olduğunu söyleyen oyuncu Metin Yıldız, boykot kampanyasına karşı sessiz kalması nedeniyle eleştirilen ünlüler ortasındaki yerini aldı.
SESSİZLİĞİNİ BOZDU
2014 yılında İmamoğlu ile katıldığı bir etkinlikteki fotoğrafı toplumsal medyada deverana sokulan Yıldız, ‘neden dayanak vermiyorsun’ tenkitlerine günler sonra cevap verdi.
“SORAN OLURSA ÇOK YOĞUNUM”
2014’te kimse yokken İmamoğlu’nun yanında olduğunu belirten Yıldız, “Kendisine oy vermek için 2 bin km yol yaptım, bir sinema için kendisini aradım; yazmadı, dönmedi. Tekrar aradım, mail attım ancak maalesef çok ağırdı kendileri. O gün yanında olmayanlarla bir ekip sanatsal faaliyetler yürütüyordu. Neden bir şey paylaşmıyorsun diyen, soran olursa; çok yoğunum” dedi.
GEZİ PARKI’NI ANLATTI
Açıklamaları tüm bölümler tarafından takip edilen Metin Yıldız bu sefer Seyahat Parkı olaylarında yaşananları anlattı.
Oraya gelen ünlülerin Ayşe Barım tarafından organize edildiğini söyleyen Yıldız, en önde bağıranların dizilerde başrollere geldiklerini belirtti.
“AYŞE BARIM VE MUADİLLERİ TEKELLEŞMİŞLER”
Gezen tavuk üzere ortada kaldıklarını söyleyen Yıldız, “Ben, Ayşe Barım ve muadilleri tekelleşmişler, gençlere yeni yüzlere asla fırsat vermiyorlar diye bağırmaya devam edeceğim” ifadelerini kullandı.
“AYŞE BARIM HAKKINDA TEK SÖZ KONUŞMUYORLAR”
Metin Yıldız açıklamalarında şu sözleri kullandı:
Merhaba Arkadaşlar. Bu gün Geziyi konuşacağız. Gezici sanatkarlar vardı artık çıtları çıkmıyor. Neden? Ayşe Barım hakkında konuşmuyorlar hiç tek söz yok. Neden? Korkuyorlar mı? Hayır onlar korkusuzdur. Bir gün gür çıkacak sesleri. Ne vakit? Seslerini çıkarabilecekleri konforlu bir alan bulduklarında. Bunlar kolkola omuz omuza verdiklerinde birbirlerinden yürek alan o günün şartlarında kendilerini kahraman zanneden halka yaranmak için ellerine geçen bu fırsatı kaçırmayan huzursuz artistlerdi. Ellerinde megafon vardı. Bir de telefon. Karşılarında kamera.
“BAĞIRAN AKTÖR GİTTİ PADİŞAH OLDU”
Oradaydım. Birisi tam bir aktör üzere bağırıyordu. ‘Bir daha sizin dizilerinizde oynamayacağım. Bir daha sizin satılmış penguenli kanallarınızda çıkmayacağım’ Çok bağırdı. Oradaydım onu alkışladım. Öbür bir aktör bağırdı. ‘Dizi müddetleri çok uzun müellifler çocuklarını göremiyor’ Oradaydım, onu da alkışladılar ben de alkışladım. Öbür aktör durur mu yapıştırdı karşılığı. ‘Set işçileri çok güç kurallarda çalışıyor’ Ben de alkışladım. Bayan aktrist de bağırdı. ‘Telif Hakları Yasası çıkmalı’ Daha çok alkışşş. Ben de alkışladım. Sonra bi baktık o en çok bağıran iki ay sonra dizilerdeki yerini aldı. Yalnızca Gezi’den iki ay sonra çıkmam dediği her yere çıktı bir daha da oradan çıkmadı. Sonra bağıran adam aktör gitti padişah oldu. Sonra bayan aktrist gitti kraliçe oldu. Sonra hepsi gitti en hoş yerden izlemeye başladılar dizileri. Televizyonun içinden. Hem de sıcak karavanlarında, hem de klimalı, hem de pek havalı, hem de Ayşe Barım’lı.
“BEN ORADA OLMAYACAĞIM”
Bi baktım alkışlayacak kimse kalmadı etrafta. Ben bağırdım bu sefer nerdesiniz artizler diye. Bi baktım alkışlayan yok, hepsi gitmiş. Gerimden birileri bağırıyor; seni Gezici seni. Gezen tavuk üzere kaldık ortada. Dizi mühletleri tekrar uzun. Set işçileri tekrar yorgun. Müellifler çocuklarından tekrar kopuk. Telif hakları maddesinden bahseden yok. E ne oldu artık. Ne mi oldu ; kimin kayığına binerse onun küreğini çekenler (sözde) kazandı. Lakin bir gün yeniden bağıracaklar. Birileri onları tekrar bağırtacak.. Ben, Ayşe Barım ve muadilleri tekelleşmişler, gençlere yeni yüzlere asla fırsat vermiyorlar diye bağırmaya devam edeceğim. Siz öbür bir yerde bağıracaksınız. Yedirtmeyiz diye. Yemezler. Ben orada olmayacağım. Alkışlamayacağım..
