By İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun İBB’ye yolsuzluk soruşturmasında tutuklanarak Silivri Cezaevi’ne gönderilmesinin ardından CHP Genel Başkanı Özgür Özel bazı markalar için boykot daveti yapmıştı. Markaların sayısı süreç içinde git gide artarken CHP Lideri Özgür Özel, “2 Nisan Tüketim Boykotu” ismiyle yeni bir davet yaptı.
Özel toplumsal medya hesabından yayınladığı paylaşımda “19 Mart Darbesine karşı en ön safta direnerek geleceklerine sahip çıkan üniversite öğrencilerinden 301’i hukuksuzca tutuklandı ve bayramı ailelerinden başka geçiriyorlar. Öğrencilere, annelere, babalara, kardeşlere yapılan bu zulme karşı gençlerin başlattığı tüketim boykotunu gönülden destekliyorum. Herkesi bu boykota katılarak tüketimden gelen güçlerini kullanmaya davet ediyorum. Millet, devletin gerçek sahibidir. Devleti milletin karşısına diken bir avuç cuntacı kaybedecek, millet kazanacak.” tabirlerini kullandı.
“EMPERYALİST BİR OPERASYONDUR”
Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Mehmet Uçum, Özel’in de davette bulunduğu tüketim boykotuna ait olarak toplumsal medya hesabından yaptığı açıklamada, “Tüketim boykotu emperyalist bir operasyondur” tabirini kullandı.
Uçum, şunları kaydetti: “Tüketiciyi alışveriş boykotuna yani tüketim boykotuna çağırma fikri global emperyalizmin ulusal devletlere ve ulusal tavırlara karşı yaptığı operasyonların bir kesimidir ve hukuk ihlaline dayanan yeni jenerasyon bir harekettir. Hukuk ihlali yapılarak uygulanması planlanan yeni kuşak aksiyonların tamamı global emperyalizmin projeleridir. Bunlar küresel merkezler tarafından geliştirilir ve uygun kaideleri oluşturulmuş amaç ülkelerde devreye sokulur. Örneğin bugün Türkiye’de tüketim boykotu aksiyonunu kışkırtan global merkezler 5 Nisan günü ABD’de, ulusal yaklaşımları sebebiyle küreselcilerle çatışan Trump idareye karşı hands off (dokunma) hareketini organize ediyor. 50 eyaletin tamamında mitingler, yürüyüşler ve protestolar da dahil olmak üzere 600’den fazla planlı aksiyon hazırlanıyor.”
Uçum, yeni jenerasyon hareketleri “Sembolizmle desteklenen sokak hareketleri ve vandalizm”, “Milli ve yerli firmaları maksat alan siyasi emelli ekonomik ve ticari boykotlar”, “Tüm ekonomiyi maksat alan tüketicinin alışveriş boykotu (tüketim boykotu)”, “Genel ekonomik faaliyetin siyasi gayeli olarak ülke çapında durdurulması” olarak sıralayarak, şu sözleri kullandı:
“TÜRKİYE GLOBAL BİR EMPERYALİST HÜCUMLA KARŞI KARŞIYA’
“Global merkezlerce hukuk ihlaline dayanan öteki aksiyon cinsleri de geliştirilebilir. Amaç ülkenin turizmini ve dış ticaretini kara propoganda ile baltalama biçimi hareketler de geçmişte uygulandı, tekrar piyasaya sürülebilir. Günümüzün ulusal kurtuluş savaşları neoliberalizmin ve global emperyalizmin, hukuk ihlaline dayanan yeni jenerasyon aksiyonlarla ulusal devletlere yaptığı hücumlara karşı durma ve bu hücumları püskürtme savaşlarıdır. Türkiye, yolsuzluk ve terör soruşturmaları mazeret edilerek muhalefetin mandacı kesitleri eliyle devreye alınan ve hukuk ihlaline dayanan yeni kuşak hareketler yoluyla bir defa daha global emperyalist taarruzla karşı karşıyadır. Son günlerde gördüğümüz sembolizmle desteklenen sokak aksiyonları ve vandalizm üzere, ulusal ve yerli firmaları maksat alan ticari boykot ile tüm ekonomiyi amaç alan tüketim boykotu davetleri da emperyalist odakların yerli işbirlikçilerine verdikleri aklın gereğidir.
“AMAÇ GLOBAL EMPERYALİZME HİZMET EDECEK BİR İKTİDAR DEĞİŞİKLİĞİ’
Muhalefetin mandacı kesitleri tarafından (güya kimi gençlerin talebi gibi) gündeme getirilen alışveriş boykotu neoliberal globalist ajanda çerçevesinde üretilmiş bir akıldır. Gaye legal talepler söz etmek değildir. Hedef bir hakka ulaşmak değildir. Gaye toplumsal, siyasi ve ekonomik bir kaos çıkarmaktır. Emel global emperyalizme ve neoliberal siyasetlere hizmet edecek bir iktidar değişikliği sağlamaktır. İçeride mandacı olmayı kabul ve ilan etmiş siyasi aktörler de devşirilmişse maksada ulaşmak için daha fazla kaos stratejileri devreye sokulur. Türkiye için bu kirli planların yapıldığı görülüyor. Lakin global emperyalizm ve yerli işbirlikçileri şunu bilmelidir ki Türkiye halkı bu tip emperyalist operasyonlara hiç bir vakit prim vermedi bundan sonra da asla prestij etmez. Muhalefetin ulusal kısmının de yurtsever tavır alacağına kuşku yoktur. Tarihimizdeki deneyimle sabittir: Türk Milleti ve onun hangi kökenden olursa olsun her mensubu emperyalist taarruzların her cinsine ve her formuna karşı ulusal kurtuluş ruhuyla gereken karşılığı ebediyen vermiştir bu kere de gereğini yapacaktır.”
